Aziz Nesin - Şimdiki Çocuklar Harika
Kitap İncelemesi
Kitap Özeti
Kitapla İlgili Bazı Bilgiler
Yazar Hakkında
Mehmet Nusret Nesin veya bilinen adıyla Aziz Nesin (20 Aralık 1915, Heybeliada - 6 Temmuz 1995, Alaçatı), kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarı.
UNESCO'nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre Aziz Nesin, Türkçe eser veren yazarlar arasında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Nâzım Hikmet'in ardından eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar konumundadır. Yazar 59. Hükumeti tarafından hazırlanan 100 Türk Edebiyatçısı listesinde de yer almaktadır.
Öğrenim hayatı
Aziz Nesin, 1924'te Süleymaniye'deki adı daha sonra İstanbul 7. İlkokulu olarak değiştirilecek olan "Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi'nin 3. sınıfına girdi. İki yıl Darüşşafaka Lisesi'nde okuduktan sonra, 1935'te Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937'de Ankara'da Harp Okulu'nu bitirip teğmen oldu. Son olarak 1939'da Askeri Fen Okulu'nu bitirdi. Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü'ne devam etti. Bir röportajında ona bu eğitim hayatının "Fikri takip" dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir.
Çalışma hayatı
Aziz Nesin, Kara Harp Okulu'nu bitirmesinin ardından asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. 1941'den başlayarak II. Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya'da çadırlı ordugâhta görev yaptı. 1942'de Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı'na atandı ve bir bomba kazasında yaralandı. Erzincan'da depremde yıkılmış bir cephaneliğin boşaltılmasıyla görevlendirildi. 1944'te Ankara'da Harp Okulu'nda açılan ilk tank kursuna katıldı. Aynı yıl Zonguldak'ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla da görevlendirilir. Üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullandığı" suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırılır.
Oğlu Ateş Nesin babasının köylülere ekmek dağıtmasının bahane olarak gösterilerek askerlikten atıldığını düşünüyor. Halk arasındaki yoksulluk, üniversite ve ordu mensupları arasında muhalefetin oluşmasına sebep olmuştur. Takma adlarla gazete ve dergilere şiir ve deneme yazılar gönderen Aziz Nesin, takma adlarla yazdığı deşifre olunca askeri istihbarat tarafından yakın takibe alınmıştır. Kars'taki bölüğünü tahliye sırasında yolda karşılaştığı köylülerin askerden erzak dilenmesi üzerine, askerin tayınlarının bir bölümünü köylülere dağıtır. Bunun üzerine açılan soruşturmayla askeri mahkemede alınan kararla ordudan atılır.
Özel hayatı
Aziz Nesin, iki kere evlenmiş, Vedia Nesin ile yaptığı ilk evliliğinden Oya (d. 1940) ve Ateş (d. 1942), Meral Çelen ile yaptığı ikinci evliliğinden ise Hüseyin Ali (d. 1956) ve Ahmet Aziz (d. 1957) adlarında toplam 4 çocuk sahibi olmuştur.
Mizah ve sanat anlayışı
Gazeteci Zeynep Oral'ın Milliyet Sanat Dergisi için yaptığı röportajda, Aziz Nesin; mizahı, sanatçıyı ve sanatını şu şekilde tanımlamaktadır.
« ...Mizah deyince halk yararına işlevi olan görevci mizahı anladığımı baştan söylemeliyim... Beni mizah yazarlığına iten etken, o günkü ortamın koşullarıydı. Kısaca şunu söyleyeyim; genellikle yoksunluk ve yoksulluk yaşamından gelen bir kızgınlık, öfke, bir hınç alma biçimidir mizah... Her zorluk, her acı çeken ille de mizahçı olmaz elbet, ama bu ağır koşullar kişinin mizahçı yeteneğini geliştirir... Mizahçının yetişmesi için gerekli bireysel koşuldan da anlaşılacağı üzere, mizah, bir yıkıcılıktır. Mizahçı kırgınlıklarını, nefretini, kinini, öfkesini, hıncını, bilinçli bir biçimde gerçekten yıkılması gereken hedefe yöneltebilir ve mizah silahını halk yararına kullanabilirse, bir olumlu yıkıcı olur... Sınıfsal bilinci olan her yazar, ister istemez güdümlü olduğunu, kendi kendini güdümlediğini bilir.Sınıfsal bilince sahip bir yazarı, bir sanatçıyı güdümlü kılmak hiçbir politikacının hiçbir yönetmenin haddi değildir... Sanatın işlevi?... Bu konuda başkalarınınkine uymayan düşünceler içindeyim... Sanatçının kendini, kendi sınıfıyla özdeşleştirmesi koşuluyla, sanatın işlevi, sanatçının kendini dışlaması, varlaması, ortaya koyması demektir. Sınıfıyla özdeşleşmiş olduğundan, kendini anlatırken sınıfını anlatmış olur. »Başlıca yazım biçimleriAşağıda, Aziz Nesin'e özgü başlıca yazım biçimleri verilmiştir. -beri, -buçuk, aradabir, ara sıra, arayer, azbiraz, azçok, azkaldı, azkalsın, başüstüne, beribenzer, bibakıma, bibaşına, biçok, bidolu, bigün, bikaç, bikez, birara, bir arada, birdenbire, biriki, bisüre, bisürü, bişey, bitakım, bitane, bitek, bitürlü, biyana, biyer, buyüzden, candarma, cıgara, çokaz, enaz, ençok, epiy, fotograf, gülegüle, hangibir, herhangi biri, herneyse, herşey, hertürlü, heryan, heryer, herzaman, hiçbirşey, hiç kimse, hoşgeldin, hoşbulduk, Istanbul, ikidebir, işgören, kıravat, kimbilir, nağra, pek az, pek çok, sağol, Sıvas, tiren, ya da ve yazıyla gösterilen her sayı bitişiK. Kitap Hakkında Ve Özet<Bu romanı,salt çocuklar için değil anababalarla öğretmenler için yazdım.> Aziz Nesin Aziz Nesin'in bu açıklamasından anlayacağınıza göre Aziz Nesin bu romanı,anababalara ve öğretmenlere ders olsun diye;onlar da çocukların ne düşündüklerini,hangi durumda ne hissettiklerini anlasın diye yazıyor... Ahmet ve Zeynep adındaki birbirinden uzakta olan ama önceden aynı sınıfta en iyi arkadaşlar olan iki çocuğun mektuplarından oluşuyor.Mektuplarda çocuklar, ya aile içinde yaşanmış bir anıdan ya da okulda yaşanmış bir anıdan bahsediyor.Bu olayları birbirlerine tüm saflığıyla anlatıyor ve o yaşlardaki çocukların genel düşüncelerini üstüne basarak vurguluyorlar. Ne kadar tür mektup olsa da Aziz Nesin,mizahtan vazgeçmiyor ve mektuplarda okuyucuyu gülmekten kıracak olaylara yer veriyor.Bu sayede yetişkinlerin okuması durumunda sıkılma oranını sıfıra indirgiyor.Kimi zaman çocukların büyüklere rezil olmalarına,kimi zaman büyüklerin davranışlarına çok kızıp onlara inat ters hareketler yapmalarına kimi zaman ise öğretmenlerin eleştirel noktalarına kitapta bol bol rastalayabilirsiniz. Peki ama;Kitabın adı niye «Şimdiki Çocuklar Harika»? >Kitabın adının Şimdiki Çocuklar Harika olmasının nedeni ise,yetişkinlerin her ortamda sahip oldukları en küçük çocuğu övmeleri,hiç utanıp sıkılmadan devamlı onlarla ilgili konuşmaları ve bu küçük çocukların özel bir yeteneği olmamasına rağmen yaptığı her şeye "Harika Mükemmel Müthiş" demeleri,yeni doğan çocukları "Belki bir özel yeteneği çıkar" diyerek her kursa yazdırmaları ve bir yetenek çıkana kadar uğraşmalarıdır. Zaten mektuplaşan çocuklardan biri olan Ahmet' in küçük kardeşinden hep "bizim harika,harika,harika Fatoş"diye bahsetmesinden bunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Bu yazı sona ermiştir... |
2 Yorumlar
hoca ödev verdi bunu
YanıtlaSilsondaki giften ben de istiyorum
YanıtlaSil